Ajans Bakırçay
2022-02-21 14:12:12

Dikili Limanı’nın Öyküsü...

Murat Solmaz

21 Şubat 2022, 14:12

'Gemi limanda güvendedir, ama gemiler limanda beklemeleri için yapılmaz' diye bir söz vardır. Her gemi Dikili Limanından ayrıldığında aklıma gelir. 

Denize yüzünü dönmüş kentlerin kaderidir bu. Herkes gelir geçer sen kalırsın yalnızlığınla. Özellikle Eylül aylarında, dostluklar, arkadaşlıklar başka şehirlere uğurlanır. İmgesi bile Dikili'nin limanla özetlenir. Limanı varsa bir kentin, ziyaretçisi çoktur gideni kadar. Çok anı biriktirmişizdir, çok da acı.

Birçok kıyı kasabasından farklıdır Dikili Limanı. Çünkü kuruluş hikâyesi limanıyla anlam bulmuştur. Antik dönemde, Atarneus'tan başlar, günümüze taşınır binlerce hikâye. Savaşlar görmüştür, kazalar, kavuşmalarda olmuş vedalarda... Turizme açılmıştır, ülkenin tarımına katkı sağlamıştır. Birçok insan ekmek yemiştir. Yuvalar kurulmuştur. Kazalar sonucu eksilen hayatlarda olmuştur.

Gün gelmiş, Zeus Sunağı'nın yurt dışına çıkarılmasına şahitlik etmiş, Mübadele yıllarında ya da Orta Doğu'da bitmeyen savaşlar sonucunda yurtlarını terk eden insanları uğurlamış, bazen de karşılamış. Ülgen ve Saadet gemileriyle İstanbul-İzmir arası seferler sırasında ne anılar barındırmış. Rum Doktor Nerlidi Efendi, 14 Eylül 1922'de ailesini uğurlarken tahta bavulunun üstüne oturarak, el sallamıştı gidene, tercihini kalmaktan yana kullanmıştı belki ama anlayabildik mi onu. Gidenedir kolay olan bir de kalmanın hüznü ve ağırlığı hangi kelimelerle anlatılabilir.

Tahta Limanla başladı modern zaman öyküsü, 2003'de özel şirket tarafından devralındığından bu yana devam etmekte. İthalat ve ihracat yapılıyor Dikili Limanı'nda. Peki ya gelmeyi unutan Turist gemileri. 2000'li yıllarda iyice seyrekleşen kruvazör gemilerinin ziyareti, artık günümüzde anımsanmıyor bile. Hâlbuki çocukluğumuzda özgürce girebildiğimiz, iskelesinde balık tutup, o balıkları da turistlere veya gemi personeline ikram ettiğimiz çocukluğumuz vardı bizim. Limanın bir tarafından dalıp diğer tarafından çıkardık. İç limanda ahşap kömür gemilerinin ucundan denize atlardık. Acaba daha mı özgürdük o yıllar.

Liman deyip geçmeyin, o da beşeri bir yapı haliyle. Fırtınalara, dalgalara ömrü 50'li yılların sonuna dek dirense de liman, kullanılamaz hale geldi en sonunda. Yapımı uzun sürdü, 1963'de beton döküldü 1965'de hizmete açıldı. Belediye işletiyordu o yıllar. Takii Sovyet bandıralı gemi 1979 yılında iskeleye vuruncaya dek. Dönemin belediye yönetimi ne yaptıysa tazminatı alamadı acenteden. Ulaştırma Bakanlığı'na devroldu işletme hakkı. 90'lı yıllar Dikili Limanı unutulmaz konserlere ev sahipliği yapıyordu. Şehrin simgesiydi liman ve Dikili Emek ve Demokrasi Festivalleri ile bütünleşti unutulmaz yaz akşamlarında.

Şimdi düşünüyorum da limanla adını dünyaya duyuran Dikili, deniziyle anlam kazanıyor aslında, bazen yunuslar sığınıyor, bazen de fırtınadan kaçan denizciler. Liman aslında gidenlerle değil gelenlerle daha bir güzel.

Yorumlar (1)

Mehmet kamile ÇAM o yıllarda... 2 Yıl Önce

Me. N

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.