Ajans Bakırçay

Dikili'de talan günleri!... "Artık buna bir son verilsin"

ÇEVRE

Çukuralan Altın Madeni Kırma Eleme Tesisi projesi için bu sefer de 500 bin ton/yıl kapasiteli Kırma Eleme Tesisi için ÇED süreci başlatıldı. DİKÇEP kararı protesto ederek; "Buna artık bir son verin" dedi.

İzmir’in Dikili ilçesi sınırlarında yer alan Çukuralan’da, Koza Altın İşletmeleri tarafından işletilen altın madeninin çalışma kapasitesinin arttırılması için şirket yeniden harekete geçti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan duyuruya göre tesiste kırma eleme tesisi kurulması için çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci başlatıldı. Aynı bölgede daha önce yapılmak istenen Dikili Çukuralan Altın Madeni 3. Kapasite Artırımı projesine ilişkin de ÇED olumlu kararı iptal edilmiş, kısa bir süre önce de karar Danıştay tarafından onanmıştı.

"BUNA BİR SON VERİN"

Tüm hukuksal kazanımlara ve "Burada maden işletmesi olamaz" diyen bilirkişi raporlarına rağmen, gelişmelere ilişkin Dikili Kültür ve Çevre Platformu (DİKÇEP) tarafından yapılan açıklamada; "Bilim insanlarının raporuna göre kabul edilemez olan çevresel riskler; Madra Barajı'na ve Nebiler Şelalesi'ne ilişkindi. Bilimsel raporlarla kanıtlanmış olan çevresel riskler sona mı erdi? Suyumuz, havamız, denizimiz tehdit altında. Maden durup, durup arkadan dolaşıp, yeniden harekete geçiyor. Dikili'de talan günleri yaşanıyor. Artık buna bir son verilsin. Çocuklarımızın geleceği için mücadelemize devam edeceğiz" denildi.

"AKLA MANTIĞA UYAR YANI YOK"

Yaşanan gelişmeyle ilgili görüş belirten EGEÇEP eş dönem sözcüsü ve davanın avukatı Doğu Işık; "Proje kapasitesini yükseltince çevresel riskler, olumsuz etkiler sona mı erecek? Bunun akla, mantığa uyar yanı yok. Yeni başlayan ÇED sürecine ilişkin olarak gelişmeleri yakından takip edip gerekli hukuki adımları atmaya devam edeceğiz. Çukuralan'da, Ovacık'ta, Efemçukuru'nda, Çaldağı'nda, Kışladağ'da, her yerde sağlıklı çevrede yaşam mücadelesini büyüterek, güçlenerek devam ettireceğiz" dedi.

MAHKEME TARAFINDAN İPTAL EDİLMİŞTİ

Daha önce mahkeme tarafından iptal edilen ÇED dosyasında kırma eleme tesisinin yıllık 360 bin tondan 500 bin tona çıkarıldığı görüldü. Şirket tesisi için 5 milyon 650 bin Türk Lirası bütçe ayırdı. Projenin halkın katılım toplantısının tarih ve saatinin önümüzdeki günlerde duyurulması bekleniyor.

Proje dosyasında tesisle ilgili “500.000 ton/yıl kapasiteli Kırma – Eleme Tesisi kapsamında yeraltı madencilik faaliyetleri tamamlanan galeriler için geri dolgu malzemesi hazırlanmasında kullanılmak üzere Kırma – Eleme Tesisi yapılması planlanmaktadır. Tesiste Çukuralan Altın Madeni’nde gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri neticesinde oluşan pasa (EOK) malzemesi kullanılacak olup, mevcut ÇED sınırları içerisinde yer alan GB2 (Güney Batı 2) portal bölgesi içerisinde yer alacaktır. Kırma – Eleme tesisi, Çukuralan Altın Madeni madencilik faaliyetleri süresince kullanılacaktır.” denildi.

BÜYÜKŞEHİR DE MÜDAHİL OLMUŞTU

Koza Altın İşletmeleri Anonim Şirketi, Çukuralan Altın Madeni Kırma Eleme Tesisi projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Başvurunun ardından İzmir Valiliği proje için “ÇED gerekli değildir” kararı verdi. Bunun üzerine EGEÇEP ve 19 yurttaş kararın iptali için 7 Eylül 2020’de İzmir 6. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. 10 Mart 2021’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de müdahil olduğu davada “Çam fıstığının anavatanı olan Kozak Yaylası’nda artan çevre sorunlarıyla birlikte yüksek oranda bir rekolte düşüşü yaşandığı, bu durumun doğrudan halkın ekonomik gücüne yansıdığı ve yapılacak faaliyetten İzmir halkına ait su kaynaklarının olumsuz etkileneceği” ileri sürülerek yürütmeyi durdurma kararı istendi. İlk olarak yürütmeyi durdurma kararı veren İzmir 6. İdare Mahkemesi ‘çevresel etki değerlendirme gerekli değildir’ kararını da iptal etmişti. Danıştay 6. İdare Dairesi de temyize taşınan kararı onamıştı.

‘EKOLOJİK DENGENİN TAHRİBİNE’

Danıştay 6. Daire tarafından verilen kararda şu ifadeler yer aldı: “Dosyada yer alan PTD ve eki belgeler ile bilirkişi raporunun bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; dava konusu proje için su kaynakları ile drenaj durumunun, baraj rezervuarının ve yeraltı sularının olumsuz etkilenme potansiyelinin, yörenin hidrojeolojik özellikleri, yeraltı suyu derinlikleri, kaynaklar, kuyular vb. oluşturabileceği çevresel etkilerin, toz-gürültünün çevredeki bitki örtüsü ve doğal yaşam açısından çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin projenin uygulanması, izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalarla alınacak önlemlerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olmadığı, projenin bu hali ile işletilmesi durumunda fiziksel ve biyolojik çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribine, bozulmasına ve yok olmasına neden olacağı, çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da zararın çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin proje özelinde uygun ve yeterli olmadığı, proje alanında yürütülecek faaliyetin işletme kapasitesi, kullanılacak teknik donanım ve yöntem gözetildiğinde, dava konusu işleme dayanak alınan PTD'de yer verilen bilgi ve tespitlerin yeterli olmadığı görülmüştür. Bu durumda, asgari gereklilikleri taşımadığı anlaşılan PTD esas alınmak suretiyle tesis edilen İzmir İli, Dikili İlçesi, Çukuralan Mahallesi Mevkiinde, davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "Çukuralan Altın Madeni 360.000 ton/yıl Kapasiteli Kırma – Eleme Tesisi" Projesi için verilen 24/07/2020 gün ve E:2020166 sayılı "ÇED Gerekli Değildir" (Ek-1) kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış ve ÇED Gerekli Değildir kararı iptal edilmiştir.”

KAPASİTE ARTIŞI DA İPTAL EDİLMİŞTİ

Aynı bölgede daha önce yapılmak istenen Dikili Çukuralan Altın Madeni 3. Kapasite Artırımı projesine ilişkin de ÇED olumlu kararı iptal edilmiş, kısa bir süre önce de karar Danıştay tarafından onanmıştı.

"YERALTI SULARINI OLUMSUZ ETKİLEYECEK"

Yaşanan gelişmeyle ilgili görüş belirten EGEÇEP eş dönem sözcüsü ve davanın avukatı Doğu Işık; "Çukuralan Altın Madeni'nde yapılması planlanan 360.000 ton/yıl kapasiteli kırma eleme tesisi için İzmir Valiliği'nin vermiş olduğu ÇED Gerekli Değildir kararı için dava açmıştık. Mahkeme, projeyi iptal etti ve iptal kararı da Danıştay tarafından onanıp kesinleşti. Proje, madenin 3. kapasite artırımı alanında bulunuyor. İptal kararının gerekçesi ile 3. kapasite artırımı hakkında verilen iptal kararlarının gerekçesi birbirine paralel. Bilirkişi raporunda ve iptal kararı gerekçesinde projenin, yeraltı sularını ve dolayısıyla Madra Barajı'nı olumsuz yönde etkileyeceği açıkça belirtildi" dedi.

"YAŞAM MÜCADELESİNE DEVAM EDECEĞİZ"

Işık ayrıca; "Bugün aldığımız habere göre Şirket, kırma eleme tesisi kapasitesini 500.000 ton/yıl'a çıkartıp ÇED süreci başlatmış. Proje kapasitesini yükseltince çevresel riskler, olumsuz etkiler sona mı erecek? Bunun akla, mantığa uyar yanı yok. Diğer yandan; kırma eleme tesisi projesi, 3. kapasite arttırımı alanında bulunduğundan bu iki proje hakkında ayrı ÇED süreçleri yürütülmeksizin entegre proje olarak tek ÇED süreci içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Yeni başlayan ÇED sürecine ilişkin olarak gelişmeleri yakından takip edip gerekli hukuki adımları atmaya devam edeceğiz. Çukuralan'da, Ovacık'ta, Efemçukuru'nda, Çaldağı'nda, Kışladağ'da, her yerde sağlıklı çevrede yaşam mücadelesini büyüterek, güçlenerek devam ettireceğiz" ifadelerine yer verdi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.