Ajans Bakırçay
2020-05-30 12:13:55

Bugüne Benzeyen Bir Bela; 1340'lı Yıllarda Veba Salgını

Salim Çetin

30 Mayıs 2020, 12:13

Çoğumuz bir klişe olan tarihin tekerrür ettiği cümlesini kurarız, olur olmaz zamanlarda.

"Salgın ve Kent: Veba Salgının Avrupa’ da Sosyal, Politik ve Ekonomik Sonuçları" (1) (Yazarlar: Kemal Özden- Mustafa Özmat) makalesini okuduğumda tarihin tekerrür ettiği konusunu klişe olarak görmenin yanlışlığını bir kez daha anlamış oldum.

Gerçekten tarih tekerrür ediyor.

Çünkü taa 1300’ lü yıllarda yani Ortaçağ dediğimiz bir yüzyıllık dilimde yaşanan Veba salgını ile bu gün yaşadığımız Covid 19 salgını sanki ikiz kardeş.

İncelendiğinde ikisinde de benzer yanlar var.

Dolayısıyla tarih aynı zamanda alınacak derslerin dolu olduğu bir olaylar bütünü olarak da görülebilir.

Şimdi gelin şu tarihte olanlara bakalım:

Bu gün Corona Virüsünün Yarasa hayvanından çıktığı dile getiriliyor.

1340’lı yıllarda da aynı saptama yapılmış, veba salgının da hayvanlardan bulaştığı saptanmış.

Şimdiki hayvan yarasa, o tarihlerde fare,bit ve pire…

Bugün nasıl 'doğayı tahrip ettik, sonuç bu oldu' diyorsak, o gün de buna benzer bir argüman geliştirilmiş:

Çoğalan nüfus artan tarım alanları, yok edilen ormanlar hayvanları doğal ortamlarından koparıp insanların yaşadığı kentlere, evlere ve diğer ortamlara taşımış.

Böylece veba virüsünü taşıyıp çoğaltan pire, kene, sıçan ve fareler işin öznesi konumuna gelmiş. Doğanın aldığı intikamı böyle okumak gerekiyor, galiba.

Kuşkusuz Ortaçağ Avrupa’ındaki ilkel evler, dar ve pis sokaklar, yıkanmanın gereksizliğini vaaz eden rahipler yüzünden yapılmayan kişisel hijyen alışkanlıkları evlerin bir bölümünde beslenen hayvanlar virüsün taşınıp yayılmasına adeta kolaylık sağlamış.

Çünkü toprak ve saman karıştırılarak yapılan evler hem bit, pire hem de fareler için iyi birerer üreme zemini sunmuş.

Kentler de dar sokakları, olmayan lağım sistemleri ile bu duruma adeta yardım eder konuma gelmişler.

Günümüzde bu sorunlar yaşanmıyor ama gene de Covid 19 virüsünün yayılma hızı bir jet uçağından daha fazla.

Demek ki, bu da ayrı bir paradoks!

Virüsün çıkışı ve çoğalmasından sonra bir başka aşaması da ticaret yolları ile birlikte diğer ülkelere ve şehirlere yayılması... Özellikle liman kentleri ilk kurbanlar arasında.

Öyle ki ticari yük taşıyan gemilerin uğradığı her liman ve ülke söz edilen veba salgınından nasibini almış.

Bu ülkeler: Fransa , İngiltere, Çin, Kırım, Mısır, Filistin gibi onlarca ülke. (2)

SALGININ SONRASI..

Birinci veba salgını olan 1315-1317 arasında Avrupa nüfusunun üçte biri, ikinci salgın olan 1348-51 arasında ise 23.840.000 insan veba salgınından ölüyor. Fransa‘nın yarı nüfusunu vebaya kurban veriyor, İngiltere’nin üçte bir nüfus, İtalya’ nın %60‘na denk geliyor.

Veba salgını ile birçok değişim ortaya çıktı; bunların başında köylülerin toplu ölümleri ile tarımda çalışacak insanın azalması geliyor.

Böyle olunca az üretimden dolayı kıtlık baş gösterdi. Müthiş bir sefalet yanında aldı yürüdü.

Bunun yanında görece iyi gibi görünen yanlar da olmadı değil; mesela işsizlik ortadan kalktı. Bu süreç uzun bir toparlanma dönemini kapsadı.

Böyle olunca Feodal dönemin toprak sahibi senyörler, kontlar yanlarında karın tokluğuna çalıştırdıkları insanlara daha çok ücret vermeye başladılar. Çünkü hem sayı azdı, hem de psikolojik gerçeklikler devreye girmişti.

Çalışanların emeklerinin karşılığını en azından alıyor olması iş gücü alanında yeni bir anlayışı getirdi, çalışanlar kendi özerkliğine kavuştu.

Bu da çalışma alanında emek piyasasının kapısını açtı.

Her şeye hükmeden senyörlerin Feodal düzeni böylece çatırdamaya başladı.

Bu arada fiyatlar yükseldi, yoksulluk aldı başını gitti.

Çalışma yaşamı kısmen düzeldi ama sosyal dengesizlikler bitmedi..

Sosyal huzursuzluk 14 ve 15 yüzyıllardaki köylü isyanlarına kadar vardı. İngiltere’de binlerce insan ayaklandı.

Salgın bir yandan da kendi değişimlerini birer birer hayata geçirmeye başladı:

Ekonomi tarımdan sanayi üretiminin ağır bastığı bir yapıya evrildi. İngiltere’de dokuma ve tekstilin gelişmesi veba salgının sonuçlarından sayılabilir.

KİLİSEYE ETKİSİ

Makalede kiliseye vebanın iki etkisinin olduğu söyleniyor; biri, İdari makamlardaki önemli bir temsili ağırlığı olan kilise mensuplarının salgın nedeniyle hayatını kaybetmiş olmalarından hareketle idin adamı dışından çok sayıda yeni insanın buralara gelmiş olması.

İdari kadrolara gelen bu İnsanlardaki anlayış farklılığı, herşeyi Hırıstiyan dininin gereklerine göre yorumlayıp karar veren anlayışı kaldırıp, yerine seküler bir bakış açısını getirmiş..

Yönetim anlayışı böylece dini olmaktan çıkarak bilimsel bir yöne evrilmiş.

****

Salgının ikinci bir etkisi de; Ortaçağ Avrupa’sında etkin olan, sosyal hayata yön veren kilisenin Veba Pandemisi konusunda acz içinde kalmış olması gerçeğidir. Yapılan duaların hastalığa çare üretmediği, kilisenin insanlara bu aşamada yardımcı olmadığı somut olarak görüldüğünden bu kez Kilisenin inandırıcılığı sorgulanmaya başlanmış ve dolayısıyla itibar kaybı yaşamıştır.

Bağlı olarak Papa’nın da veba karşısında bir şey yapmamış olmasından dolayı itibar kaybına yaşadığı kaçınılmaz bir gerçektir.

O tarihten sonra Hiristiyan dini içerisinde Katolik, Angilikan ayrılığının hızlanmasında bu salgının payının olmadığı sanıyorum söylenemez.

****

Bir başka erozyona uğrayan meslek te hekimliktir.

Ortaçağ Avrupa’sında hekimliğin tıbbı metodları uygulayan bir meslek olarak var olmadığı biliniyor.

Dolayısıyla hekimlik, otlardan ilaç yapan, muskalardan medet uman bir pratikler toplamına denk gelen işin adıdır o tarihlerde. Dolayısıyla tedaviyi sağlıklı yapması düşünülemez. Böyle olunca da hastalık karşısında üretemeyen bir mesleğin itibar kaybına uğramaması kaçınılmazdır.

Görüldüğü Aşağı yukarı yedi yüz yıl önce olan bir salgının ekonomik ve sosyal boyutları son derece komplike ve karmaşık.

Makale bir bölümünü irdeliyor.

Şimdi bizim COVİD 19 bakalım başımıza neler açacak, ne gibi değişimleri hayatımıza sokacak?

Evet tarih bir dönen çark ise alacağımız dersler şimdilik bunlar…

Sonrasına bakarız!...

(1) İdeal Kent, 2014 Sayı 5 

(2) 1800’ lü yıllarda bu hastalık halen korkutucu gücünü koruyor olmalı ki Urla Karantina Adası’ nda dışarıdan gelen salgın hastalarının karantinaya alınmasına dönük bir alan oluşturulmuştur.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.