Ajans Bakırçay
2019-08-24 10:38:11

Bu Ülkede Kadın Olmayacaksın!

Atilla Köprülüoğlu

atillakopruluoglu@gmail.com 24 Ağustos 2019, 10:38

Şiddet; ahlak seviyesi düşük erkeklere hep çekici gelmiştir-Albert Einstein

Kırıkkale’de bir anneydi Emine Bulut.

10 yaşındaki kızının

yanında eski eşince vahşice öldürülürken

son cümlesiydi

"Ölmek istemiyorum…"

Evlâdının da yürek yakan haykırışıydı; ‘’Anne ölme!’’

Bir anne can veriyor.

Ya çocukluğu elinden alınan

evladı; ölmekten de beter!..

Cinayetin 8 saniyelik görüntüleri sosyal medyada...

Annenin umarsızlığı, yaraları asla sarılamayacak

canı ciğerinin gözlerindeki korku!..

Şiddetin son hali; vahşet!..

****

Bizim İleri Demokrasili(!) ülkemizi yönetenler,

kadın-erkek eşitliğine asla inanmazlar,

kadın cinayetleri davalarında indirim uygularlar!

Kadına yönelik şiddet, sayelerinde normalleştirilir!

Onlara göre;

kadın iffetli olmalı, evde oturmalı,

yeri annelikti, en az üç çocuk doğurmalıydı!

Hamileyken sokağa çıkamazdı, herkesin içinde

de kahkaha atamazdı kadınlar.

"Başı açık kadın perdesiz eve benzerdi.

Ya kiralıktı ya satılıktı!.."

Kadın bedeni üzerinden fetvalar verildi.

Atatürk’ün annesine Zübeyde Hanım’a

bile dil uzattılar bu ülkede.

Unutmadan;

Osmanlı haremi de eğitim yuvasıydı(!)

Lânet olsun sizin erkek dünyanıza,

cinsiyetçi söylemlerinize!..

****

Asurlular dünyayı bir kadının doğurduğuna inanırlardı.

En güçlü krallar,

en hızlı atlar,

en uzun boynuzlu

koçlar inanışlarına göre bir kadının karnından çıkmıştı.

Dünya her dem sevgiden barıştan umuttan

yana olmuş kadınlarımızın ürünüydü.

"Hastanelerin duvarlarında ‘sus’ işareti yapan hemşirenin

ya da adalet terazisini tutanın kadın olması ise

kadının erkekten daha çok güven verici olmasından değil miydi?

Tarih kitapları,

erkekleri yönlendirmiş kadınlarla dolu değil midir?"

****

Bu bölüm,

Bekir Coşkun Usta’nın

13 yıl önceki,

arşivimde de özenle sakladığım ‘’Kadınlar Gittiğinde’’

başlıklı yazısından;

"Kadınlar gittiklerinde arkalarında

daha büyük boşluklar bırakırlar.

Onlar gittiklerinde, peşlerinde ‘yetim-öksüz’ kalan çok olur:

Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki

eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş

giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler.

Sabah karanlığında mutfaktan gelen

tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.

Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.

(…)

Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.

Bir kadın gittiğinde.

Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında.

Bir anne gider.

Bir dost.

Bir arkadaş.

Bir sevgili.

Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.

Sözcükler yetim kalır.

Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde;

övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.

(…)

Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.

Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında.

Ve bir kadın gittiğinde pek çok ‘yetim’ bırakmıştır arkasında."

Emine Bulut ve nicesi gibi!..

"Onların katillerini anneleri değil, bu sistem doğurdu.

Bu gerçeği bilip, üstüne yürümedikçe, göz yaşları sahte,

Tepkiler beyhudedir!" paylaşımını yapan

Haluk Işık Hocam sonuna kadar haklıdır.

****

"Ölmek istemiyorum!" ve "Anne lütfen ölme!"

Bu haykırışları

-ben de- ömrüm boyunca unutmayacağım.

Hayattan kopartılan bir kadın..

Bir anne gittiğinde...

Ve

evlâdı hepimize sesleniyor; duyuyor musunuz

kadın bedeni üzerinden siyaset yapanlar?

Onu birey görmeyenler! Töreciler?

Kadına şiddet bir insanlık suçudur.

Sosyal yaradır!

Bu ülkede dört şey olmayacaksın;

kadın, çocuk, ağaç, sokak hayvanı!

Ne doğru söylemiş Yaşar Kemâl!..

Yorumlar (1)

Gürol Tulunay 4 Yıl Önce

Atilla Hoca, eline kalemine, yüreğine sağlık. Bekir Çoşkun Ustanın yazısını hemen hatırladım. Ben onu kupürlemiştim ama hiç te unutamadım. Gerçekten kadın gittiğinde, neredeyse her şey gider. Selam ve sevgilerimle...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.