Ajans Bakırçay
2020-08-27 00:37:33

Belediyeler, Projeler, Hizmetler…

Salim Çetin

27 Ağustos 2020, 00:37

Şimdi size güzel bir şeyden söz edeceğim; Yeşildere projesinden…

Daha doğrusu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Yeşildere bölgesini güzelleştirmek için açmış olduğu projeden…

İzmir’i bilmeyenler için Yeşildere, Gaziemir, Karabağlar istikametinden gelip, Hatay’a değil de sağa dönüp, eskiden İzmir’e su sağlayan su kemerlerinin başında olduğu dereyi takip ederek Tepecik’e ve oradan da Körfez’e kadar olan 4-5 km’lik bir yerin adıdır Yeşildere…

Eskiden bu derenin sağında solunda deri işi ile uğraşan işyerleri, atölyeler vardı. 1990’lı yılların başı olmalı bu işyerleri Menemen Organize Bölgesine taşındı.

Buradaki işyerleri yıkıldı, alan boşaldı, ama o tarihten beri buraya bir şey yapılmış değil.

Derenin sağı solu konut, daha doğrusu gecekondu…

İki dönem önce Kemal Karataş’ tan belediye başkanı seçildiği takdirde burayla ilgili olumlu bir proje duyduğumu hatırlıyorum.

Ne yazık ki Kemal Karataş’ın başkanlığı olamadı ve proje öyle kaldı.

Sonra, Konak belediye başkanı Hakan Tartan zamanında meclis üyesi olan Konak Belediyesi’nden emekli mimar Mustafa Güner burası için bir proje çalışması yaptı.

Büyükşehir Belediyesi’ne ve başkan Aziz Kocaoğlu’na ulaşabilme olanağını ne yazık ki yakalayamadı.

Mustafa Bey’i her gördüğümde projenin akıbetini sorar, İzmir’e hizmet etmeyi kendine ilke etmiş olan Mustafa beyin yarasını adeta yeniden depreştirirdim.

Uygulama şansı bulamayan proje için Eskişehir’i örnek gösterir, Yılmaz Büyükerşen Başkan’ın kulaklarını çınlatırdık.

Ve fakat eninde sonunda birinin buraya kazma vuracağına olan inancımızı dile getirirdik.

İşte, galiba şimdi o kazma vuruluyor, Yeşildere temiz suyun aktığı, etrafında kafelerin, yeşil alanların olduğu bir güzelliğe kavuşuyor gibi…

Gibi diyorum, çünkü daha projenin içeriğini bilmiyorum, ikincisi ‘Biz vazgeçtik’ deme ihtimalini de göz önünde tutarak bunu söylüyorum.

Ancak, İzmir’in bir ayıbı olarak duran bu bölgenin fark edilip Büyükşehir Belediyesi’nin gündemine taşınmış olması karamsarlığımı şimdilik arka plana itiyor. Umarım güzel bir çalışma olur bölge kurtulur.

****

İzmir’in daha çok Aziz Bey dönemi uygulamalarından çıkarılan bir 'İzmir Yerel Yönetim Modeli' çalışmasının olduğunu, başında İlhan Tekeli Hocanın olduğu ve birçok akademisyenin destek verdiği bu çalışmanın önemli olduğunu hep savundum. Hatta okuyanlar bilir bu konuda bir iki yazı yazmışlığım da var.

O modelin içeriğinde ve genel olarak Aziz Kocaoğlu dönemindeki çalışmalar sanki kentin içini değil daha çok kırsal bölgeleri önceleyen bir anlayışı ele alıyordu.

O yüzden kırsal bölgelerin yolları yapıldı, oralara hizmetler götürüldü, kooperatiflerin ürettikleri ürünler alınarak destek olundu.

Aslında iyi de oldu, benim itirazım aynı duyarlığın kent merkezine de gösterilmesiydi, şimdi neyse ki bu anlayış hayata geçiyor gibi.

Şehrin içi demişken mesela; Basmane, Gültepe, Yenişehir semtleri ele alınıp yolları, parkları, ışıkları elden geçirilip yenilenemez mi?

Hatta bu çalışmaları diğer semtlere yaymak da mümkün…

Neden olmasın, söz konusu olan hizmet değil mi?

Bunlar yapıldıktan sonra tarımsal kalkınma yanında kentsel kalkınma da yerli yerine oturmuş olur ki, işte o zaman İzmir’in muhalif olmasının anlamı olur, İzmir bütün ülkeye örnek teşkil eder.

"İzmir Modeli" de böylece dengelenmiş olur.

Belediyelerin yapacakları bir İkinci iş de vatandaşın gündelik yaşamına değecek çalışmaların yapılmasıdır.

Mesela gençlerin gidebileceği mekânlar bunlardan ilk akla gelendir.

Kadıköy’de; içinde kafe, kitaplık ve proje çalışması yapan gençlere ikişer haftalık periyotlarla tahsis edilen ofislerin yer aldığı "Gençlik Merkezi" buna örnektir.

İzmir’de ben böyle bir gençlik merkezi görmedim.

Peki, bu gençler belediye ile hangi yolu deneyerek bağ kursun?

Gençlerin dışında yaşayanların da günlük yaşamda belediyeyle olumlu bir bağ kurduklarını sanmıyorum.

Eğer gündelik yaşamdan zorunlu hizmetleri anlamıyorsanız.

Mesela sıradan bir vatandaşın belediyeye ait bir restorana, bir kafeye gidip çay kahve içtiğini gördünüz mü?

Birçok belediye beldesindeki insana sosyal tesis açarak hem bir olanak sunuyor, bu da vatandaşla belediyenin ilişkisini olumlu yönde etkiliyor.

İstanbul buna iyi bir örnek.

Her gittiğimde Belediyenin farklı semtlerde yer alan tesislerine gider orada çay kahve içer, yemek yerim.

İzmir’de benim bildiğim Karşıyaka Belediyesi’nin dışında böyle bir sosyal tesis yok.

Asansör’de Büyükşehir’in var, ancak fiyat açısından piyasadan aşağı kalır yanı olmadığı için protokol yemekleri dışında vatandaşın uğrak yeri olabileceğini sanmıyorum.

Hep İstanbul örneği veriyorum ama galiba iyi olduğu için:

Birkaç ay önce gittiğimde gördüm; ‘İstanbul Kitaplığı’nı.

İstanbul’la ilgili kitapların, hediyelik objelerin yer aldığı adeta İstanbul’un hafıza mekânı...

İstanbul üzerine yazılmış binlerce kitap, harita, fotoğraf, hediyelik eşya mevcut…

Bunları görünce hakikaten İstanbul’un dünyanın sayılı metropollerinden biri olduğunu bir kez daha gözlerinizle görüyorsunuz.

Kuşkusuz İzmir bu kadar zengin değil ama hiç yok da değil.

Gerçi zenginleşmesi konusunda belediyelerimizin bir çabası olduğunu söylemek zor ama ne yapalım olanları hiç olmazsa görücüye çıkaralım, tanıtımımıza katkı koyalım. (1)

Bunun için öncelikle İstanbul’da olduğu gibi neden bir "İzmir Kitaplığı" vapur iskelelerinde, metro girişlerinde yer almasın?

Bir başka konu İzmir’deki müzeler…

 Sunay Akın gibi yazarlığı yanında müzecilik deneyimi olan birinin danışman olduğu yerde ne yazık ki müzeler perişan, varlıkları ile yoklukları tartışılır halde.

Kültür ve sanat etkinliklerini saymıyorum bile: Büyükşehir’in bu konuda esamisinin bile okunmadığı bir gerçek.

Zayıf sergiler, olmayan kütüphaneler…

Gerçi olanı da tanıtamıyoruz ya!

Mesela Belediyenin bir kütüphanesi var Alsancak Garı’nın karşısında, eski bir İzmir evinde…

Orada çalışan bir yakın arkadaşım olmasa varlığından bile haberdar olmayacaktım.

Buralar neden tanıtılmaz, işlevsel hale sokulmaz?

Çağdaş kütüphaneciliğin; içinde kafesi, okuma salonları olan yerler olduğunu bilmeyen mi var? Neden böyle tesisler yapılmaz?

Bu konuda isteyen Üsküdar Belediyesi kültür merkezleri içindeki kafe-kitaplıklarına örnek olarak bakabilir.

(1) İzmir Belediyelerine bir sitemimi burada dile getirmezsem olmaz; bilindiği gibi bir yayınevi bir proje yaparak İzmir’ in 80’e yakın semtini öyküleriyle kitaplaştırdı. Dolayısıyla ortaya İzmir’in tanıtımına katkı olabilecek bir külliyat çıkmış oldu. Beklenen odur ki İzmir’deki belediyelerin bu projeye katkı vermesidir. Bir iki iyi niyetli girişim dışında ne yazık ki başta Büyükşehir olmaz üzere herhangi bir katkının olmadığını belirtmek durumundayım.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.