Ajans Bakırçay
2021-04-03 13:04:47

Belediye Birliklerinde Olmayan Heyecan...

Salim Çetin

03 Nisan 2021, 13:04

Aziz Kocaoğlu’nun başkan olduğu dönemdi (2018), Çankaya semtindeki adreste olan Ege Belediyeler Birliği bürosuna yolum düşmüştü.

Ortalıkta bir telaş, Birlik, üye belediyelere çöp konteyneri almakla meşguldü ve benim epeyi garibime gitmişti bu durum.

Kendi kendime ‘bu birlik bütün görevlerini yaptı da sıra çöp bidonu almaya mı?’ geldi diye hayıflanmıştım.

Tesadüf bu ya, o sırada bürodaki masada Türkiye Belediyeler Birliği’nin dergisi duruyordu.

Hiç unutmam aldım, kapakta; “şehirler ve mezarlıklar”, “Kentsel dönüşümlerde tartışılan yöntemler” gibi yerel yönetim konularında ufuk açıcı pek çok yazı ve makale vardı. Dergi bütün belediyelere gönderiliyordu.

Tam da bir yerel yönetimcinin ilgi duyacağı konular.

Görevli arkadaşa, "birliğin bu kadar parası var neden yerel yönetim sorunlarını işleyen, irdeleyen, tartışan bir yayın çıkarmıyor?" demiştim.

Hatta dergiyi de örnek göstermiştim.

Aldığım yanıt; “Üst yönetim böyle şeyleri sevmiyor” oldu.

Türkiye Belediyeler Birliği, Fatma Şahin’in başkanı olduğu AKP zihniyeti, Ege Belediyeler Birliği ise Aziz Kocaoğlu’ nun başında olduğu daha çağdaş dediğimiz CHP anlayışı.

Sonra yıllar geçti, geldik 2021’e.

***

Peki, ne oldu dersiniz?

Ben de merak ettim, ne değişti diye?

Bakın ve izleyin!

Daha geçen hafta, Martın otuzuydu bir kitapçıya uğradım, dergileri karıştırırken, “Kent” diye bir dergi gördüm.

Kapakta; kent, bellek, yerel yönetim ve kültür politikaları, belediye başkanları ile söyleşi ve en önemlisi de Pritzker Küresel Şehirler Formu[1] ile sürdürülen çalışmalar spot cümlelerle verilmişti.

Göz alıcı bir tasarım ve içeriğin olduğu belli oluyordu.

Kim çıkarıyor? diye baktığımda Marmara Belediyeler Birliği’nin yayını olduğunu gördüm.

Eve dönünce Ege Belediyeler Birliği aklıma düştü.

Hani kendi üyesi olan belediyelere çöp konteyneri dağıtan birlik.

Bizim olan, çağdaş, dış ülkelerle işbirliğine açık bir anlayışın sonucu kurulmuş olan bir ortaklık.

Bir yayını var mı? diye baktım, yoktu.

Sonra Veb sayfasına yöneldim.

Öyle ya yeni bir anlayış, yeni bir başkan üstelik Akdeniz coğrafyası ile işbirliğini en öne koyarak uluslararası arenada sözü olacağını daha baştan söylemiş bir başkandı birliğin yeni başkanı?

Yeni bir tarım politikasını savunan ve bu konuda yeni uygulamaları sahaya başarıyla süren bir başkan.

Bu deneyimleri açmak, başkaları ile paylaşmak, uluslararası arenada ses getirmek neden istenmesin ki?

Açtım Ege Belediyeler Birliği’nin internet sayfasını.

Bir taşra belediyesinin özensiz, çalışılmamış web sayfası sizi karşılıyor.

Faaliyetlerine baktım.

Birkaç üye belediyede personele dönük eğitimi konulmuş:

Belediyelerde motivasyon, birkaç ihale mevzuatına ilişkin eğitim.

Başka?

Ben göremedim.

Demek ki önem verilmiyor.

Hadi bu böyle, diğerine baktım:

Açtım, Kıyı Ege Belediyeler Birliği’ni.

Mesela kıyıda olmanın, denizle iç içe olmanın hem güzelliğini, hem de olanaklarını işleyen konular var mıdır? Diye.

Ya da marina, balıkçılık gibi sorunlar?

Kıyıda olan ve bizim coğrafyaya yakın olan ülke belediyeleri ile işbirliği çalışmaları?

Yok….

Orda da eğitim konusu var.

Zabıta eğitimi.

Nasıl bir eğitim merakı, sanırsınız herkes derya- deniz!

Otuz yıldır bu eğitimleri bilirim, hiç değişmez.

Neyse, biz gene dönelim web sayfalarına:

Eğitim programları devam ediyor, beden dili eğitimi ve diğer mevzuat eğitimleri bol miktarda var.

Oysa sol belediyecilik ya da Sosyal Belediyecilik anlayışını oluşturabilecek görüşler, araştırmalar söz konusu bile edilmiyor.

Çağdaş yerel yönetimin konuları olan akıllı şehirler, küreselleşmenin şehirde yarattığı değişimler, uluslararası partnerlerle deneyimleri paylaşmak, bölgesel işbirliklerine gitmek gibi konular... yanından bile geçilmemiş.

Zoraki olarak bir araya gelinmiş, heyecanı olmayan, ufuk açıcı kavramları tartışan, irdeleyen görüşler yerine, kendi halinde, tamamen kurumun içine dönük konuları ele alan, etliye sütlüye karışmayan bir anlayış bu birliklerin temel belirleyeni sanki.

AKP olanlar ise tersi gibi.

Şimdi aklıma İdris Küçükömer geliyor, ama o kadar değil, diyorum!

Bir de Türkiye Belediyeler Birliği’nin web sitesine baktım tekrar.

Her ay düzenli olarak çıkan dergi, çıkmaya devam ediyor.

Diğer çalışmalar; belediyelerle ortaklıklar için uzmanlık programı, Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GIZ) ile küresel düzeyde belediye ve belediye birliklerinin kapasite gelişimlerini destekleyen program, Avrupa, bölgeler ve şehirler haftası partnerlik başvuru çalışmaları.

Değişik belediyelerden haberler, araştırmalar, makaleler, toplantılar…

***

Marmara Belediyeler Birliği’nin web sitesinde ise; yerel yönetim, Marmara Bölgesi, Su Yönetimi, Mimarlık, Çevre Yönetimi, İklim Değişikliği, Afet Yönetimi gibi konularda doktora çalışması yapan değişik üniversitedeki akademisyenlere destek sağlayan program görülüyor.

Bunun dışında, uluslararası yerel yönetim örgütleri ile işbirliği çalışmaları, afet yönetimi, katı atık yönetimi, akıllı şehirler, şehirdeki yoksulluğu bertaraf etme, yeni sosyal politikalar gibi pek çok sorun ele alınmış. Bunlarla ilgili araştırmalar, makaleler, duyurular göze çarpıyor.

***

Hani geçmiş yıllarda Lois Althusser’i okur, devletin, iki aygıt yoluyla toplumu ve bireyi dönüştürdüğünü, bu aygıtlardan birinin ideoloji, diğerinin baskı unsuru olduğunu bir birimize anlatırdık. Hatırlayanlarınız var mıdır?

Hadi baskı unsuru olan aygıtları; ordu, polis gibi kurumları anlatmayalım.

İdeoloji aygıtının içeriğini hatırlarsak; gazeteler, dergiler, TV, edebiyat, spor ve güzel sanatlar oluşturuyordu bunu.

Demem o ki, Althusser’in tezinin farkına ve bilincine varanlarla varmayanlar dünyasında yaşıyoruz sanki.

Hayat ne garip, AKP belediyeleri, ellerindeki bu basın- yayın organları, çıkardıkları dergiler, tezlerini sahiplendikleri akademisyenlerle çok güzel dünya görüşü üretmenin yolunu hepimize gösteriyor.

Bizimkiler ise ‘hizmet belediyeciliği’ anlayışıyla kendini sınırlamış, bir yazarın dediği gibi hiçbir anlam vaat etmeyen bir taşra tutuculuğu içinde dolaşan, çağrışıma ve yaratıcılığa kapı aralamayan girdaplarda ebelenip duruyor.

İnanmayan açsın web sitelerini, yayınlarını incelesin!...

Benden söylemesi…

[1] Pritzker Formu, Chicago Küresel İlişkiler Konseyi ve Financial Times tarafından yürütülüyor.

Yorumlar (2)

Yeliz 3 Yıl Önce

Yüreğinize sağlık, güzel yazı...

Ayhan Namlı 3 Yıl Önce

Çok doğru bir durum tespiti yapmışsın içimizi acıtan bir konudur bu. Kalemine yüreğine sağlık.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.