Ülkemizde tüm ücretli çalışanların yaklaşık yarısı; 9,7 milyonu asgari ücret düzeyinde yani 2825 TL maaş alıyor. Bu ne anlama geliyor.
Türk-İş in yaptığı bir araştırma sonuçlarına göre eylül ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 3 bin 49, yoksulluk sınırı ise 9 bin 931 TL oldu.
Gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim ve sağlık gibi tüm zorunlu harcamalar dikkate alındığında alınan maaşlar, karınları doyurmaya bile zor yetiyor ya da yetmiyor.
"Sadece ekim ayında doğal gaza yüzde 17, elektriğe yüzde 15, ekmeğe yüzde 25 zam geldi. Utanmadan 'İşçiler 3 bin 750, 4 bin lira istiyor' diyorlar. İşsiz bıraktığınız, yoksul bıraktığınız, maaşlarına el koyduğunuz, sokakta bıraktığınız milyonlardan korkun" DİYEN işçiler, Biz asgari değil, insanca yaşam ücreti istiyoruz diyorlar.
İlk toplantısı yapılan Asgari ücret görüşmeleri bu koşullarda başladı. Bilindiği gibi emekçiler bu toplantılarda Türk-İş tarafından temsil ediliyor.
Görüşmeler öncesinde Çerkezoğlu şu açıklamayı yaptı: “Gerek yoksulluk sınırı, gerek gıda fiyatları artışı, gerekse ekonomik büyüme dikkate alındığında 2022 yılında asgari ücret net 5 bin 200 lira olmalıdır. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim şartlarını belirleyen yoksulluk sınırının Kasım 2021 itibarıyla 10 bin 200 lirayı aştığı, aralık ayında bunun daha da artacağını öngörerek, bir hanede iki kişi çalıştığında en azından bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmeli. Bu nedenle 2022 yılı asgari ücreti en az net 5 bin 200 lira olmalıdır. En düşük emekli aylığı, asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.”
Görüşmeler devam ediyor. İnsanca yaşam ücreti sorunu sadece çalışanları ilgilendirmiyor. Emek yanlısı, sömürü ve talan karşıtı herkes bu süreci yakından takip etmeli, bulunduğu her yerde sesini yükseltmelidir.
Tüm demokratik kitle ve meslek örgütleri İnsanca yaşam ücretinin işçi sınıfının talepleri doğrultusunda belirlenmesi için gereken çabaları göstermelidirler.
Unutulmamalıdır ki belirlenen İnsanca yaşam ücreti emekliler dahil tüm toplumsal kesimler için de bir örneklik oluşturacaktır.
Ülkemizde yaşamın her alanı, emek ve demokrasi yanlıları, iyi insanlık için çekilmez kılındı. Geçim zorlaştı. İşsizlik arttı. Antidemokratik uygulamalar çoğaldı. İktidarın en küçük eleştirilere bile tahammülü kalmadı.
Özellikle bu koşullarda İnsanca yaşam ücreti daha da önem kazandı. Mahallede, kahvede, okulda, fabrikada, tarlada muhabbetlerimizin, duygu ve düşünce dünyalarımızın önemli bir yanı bu talebin sesi olmalıdır.
Emek dünyasının, hak, hukuk ve adalet dünyasının sesi belirleyici duruma getirilmelidir.
-Asgari ücret rakamı net açıklansın.
-Vergi ve sosyal güvenlik kesintilerinden dolayı, asgari ücret net ücretin altına düşmesin.
-Tüm ücretlerin asgari ücrete tekabül eden bölümü vergi dışı kalsın.
-Ücretliler için Damga Vergisi kalksın.
-Sosyal devlet ilkesi gereği, memurlara çalışmayan eş için ödenen aile yardımı, işçiler için de uygulansın.
En Düşük emekli aylığı, asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.
Asgari ücret seni, beni hepimizi ilgilendiriyor... Unutmayalım.
Sessizlik ve yönetenlerin, sahiplerin kararlarını beklemek kaybettirir.
Ankara ya seslerini duyurmaya giden tüm işçilerin yanlarında olduğumuz hayatın her alanında görünür kılınmalıdır...
Aysel 2 Yıl Önce