Ajans Bakırçay
2021-12-29 12:38:24

2022 İçin Hoş Gelişler Ola!

Mehmet Can Gürbüz

h.dem08@hotmail.com 29 Aralık 2021, 12:38

Dünyamız 2022 yılını karşılamaya hazırlandığı bugünde 2021 ne getirdi ki yeni yılı da çok güzel karşılayayım diyenlerin sayısı az değil. Ancak 2020 yılının ıstıraplarını çekmiş olan benim gibileri için 2021 hiç olmazsa acıların kabuk bağlama sürecine dönüştürüldü. Yine de 2022 için herhangi bir kutlama programı düşünmüyorum. Kendisini sakinlikle bekleyeceğim. Bakacağım gelişindeki heyheye ve ağırlığa, yapacakları yapacaklarımın yanında nasıl duracak. Ne bekledim ne verecek! Ben mi biz mi cirit atacak yine ortalıkta. Üreticiler mi kazanacak hırsızlar mı? Kimin yılısın sen 2022 diye yakasına yapışmayacağım sadece sabredeceğim bitişini. O yaptıkça ortaya çıkar yeter ki algılayayım neci olduğunu…

2022 yılından bazıları maaşına zam gelsin ancak sebze meyveye gıdaya zam gelmesin isterken, dünyaya savaş yerine barış isteyenlerin sayısı savaş isteyenlerden fazla olduğunu umuyorum.

2021 hiç olmasa Hacı Bektaşi Veli ve Yunus Emre yılı ilan edilerek kültürel bir temsiliyet, değerlerin yaşatılması, korunması düşünülmüşse, gelecek yeniden bir inşa ediş, değerlerin korunması hayat bulur.

Ancak gelecekte göreceğiz ki savaş yapılan alanlar 2022 içinde daha da büyümüş ve savaşın acıları kat be kat artmış olacaktır. Zalimler ellerini sevinçle ovuştururken mazlumların beli iki kat daha fazla eğilecek.

Umut hiç yok mu derseniz? Umut olmadan yaşam olmaz: Şili de fazla değişim istemem denilerek eli kolu bağlanmış olsa da, özgür insanlığı savunanlar Cumhurbaşkanı oldu ancak sınırlı güçle. Afganistan Taliban’a teslim edenler en az 30-40 yıl Saddam sessizliği içinde savaşsız yönetim, baskı girdaplı iktidar kurmanın becerisini gösterdiler.

Ülkemizde de muhalefet seçim kazanacağım sevincinden en az 6 parti el ele verirken AKP, pek nazlandı ve hassaslaştı doğal olarak.

AKP, bu ülkeye çok güzel hizmetleri olmuştur. Tek odalı evlerde yaşayan vatandaşlarımız şimdi en az 10 – 11 odalı evlerde yaşayarak çağdaşlık seviyesine ulaştırmıştır. Arabalarımız Amerikan BMW ler gibi hantal arabalardan TOGG gibi en modern lüksle donatılmış arabalarımıza kavuşuyoruz. Tabii bu kadar lüks araçlar ucuz benzinle dolaştırılması, aracın klasına yakışmazdı. Elektrikte pahalı olsun, itibardan tasarruf olmaz, canımız sıkılır sonra. Fiyatların çekirge gibi hep yukarı zıplaması 20 yıllık bir iktidar tecrübesini gösterirken, dolar ve Euro’ya uçmayı da öğretti maşallah! Havaalanları yollar boşuna yapılmadı ya!..

Aile birliğinin önemi, öldürülen kadınların sayısı artınca, daha bir öne çıktı ancak sorunun nerede olduğu hâlâ anlaşılamadı. Erkek zihniyeti mi? Kapitalist çarpıklık mı? Yoksa çaresizliğin bireyde ki yansımaları mı? 2022 yılı kadına dönük öldürmelerin ortadan kalkma ihtimali ne yazık ki sevindirici olsun demekten öte bir öngörü göstermiyor. Zengini de yoksulu da ya bıçak ya silah kapıp vuruyor, balkondan atıyor. Tek fark yoksul kendi karısını kızını vururken, zengin eğlencelik diye tuttuğu “sevgiliyi” yani başkasının kızını ya balkondan atarak yada döverek öldürüyor.

İnsanlarımızda pandemi biter beklentisi hakim ancak virüs öyle düşünmüyor: şekilden şekille girerek ben buradayım diye burnunu sokuveriyor.

Biraz gerçeklerle bakınca insan kendine gözleri yaşarıp yumruğunu sıkarak öfkesini dışa vuruyor. Ayna bu, inkar edemez ki gözüne gözüne sokar her şeyi. Ama insan varsa çözüm hep vardır. İnsan varsa umut hep vardır. Örnek mi?

 Tarih sayfalarından Firavun dönemi Mısır’dan örnek hem de: Neferti’nin Kehânetleri Leningrad Ermitage müzesindedir; Leyde’de bulunan Bir Bilgenin Uyarısı’nda yazar canlı betimlemelerle olayları krala ulaştırmayı amaçlamaktadır. İpoour, kendisine göre, dinsiz bir iktidar, tanrılara olan saygının ve dinin buyurduğu ödevlerin unutulması yüzünden Mısır’ın üzerine çullanan felaketleri firavuna anlatmaktadır. Diline bakacak olursak bu yapıt Orta İmparatorluk dönemine ait olmalı. Akademisyen Strouve, Neferti’nin ve İpoour’un sözünü ettiği olayların XIII. Sülale döneminde, yani Orta İmparatorluğun sonunda geçtiği kanısındadır; ama başka bilginler bu iki metnin daha eski dönemlere ait olduğu düşüncesindeler. Bir Bilgenin Uyarısı, köylülerin, zanaatçıların ve kölelerin bütün Mısır’ı saran kitle ayaklanmalarını anlatır. Asiler ellerinde avuçlarında hiçbir şey olmayan yoksullardır; asiler, kralı tutuklarlar, zenginleri saraylarından kovarlar, firavun mumyalarını mezarlarından çıkartıp atarlar, tapınakları işgal eder ve dinsel törenlere son verirler. Krallık, senyör ve rahiplerin ambarlarını işgal ederler, buldukları buğdayları ulusal mülk ilan ederler. Zenginlerin konutlarına yerleşen asiler efendilerinin giysilerini giyip takılarını takarlar ve onları kendileri için çalışmaya zorlarlar. İpoour’un deyimine göre “dünya çömlekçi çarkı gibi dönmüş”tür. Asiler adalet sarayını işgal ederler, senetleri yırtıp atarlar, yasa tomarlarını sokağa fırlatırlar, ürün listeleriyle birlikte yazıcıları ortadan kaldırırlar. Kralın sarayı gelirsiz, tapınaklar sungusuz kalır. Kaynaklar, tahttan indirilen firavunların yerine nasıl bir iktidar kurulduğundan ne yazık ki söz etmiyorlar. (v-diakov-s-kovalev-ilkcag-tarihi adlı kitabından alıntı syf. 134)

Sevgiyle, sağlıcakla kalın…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.